Oral, Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla şiddet ve boşanma konularına ilişkin bilgi verdi.
Şiddetin pek çok türde olabileceğine işaret eden Oral, ''Ekonomik şiddet, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet gibi pek çok şekilde olabilmektedir. Öncelikle şiddet mağduru olup olmadığınızı netleştirin. Örneğin, şiddet uygulayan sizin gelir kaynaklarınızı ele geçirmiş olabilir, sizi çalışma hayatından doğrudan veya dolaylı şekilde men edebilir. Farkında olmadan fiziksel şiddete uğruyor olabilirsiniz. Size şiddet uygulayan kişi, sizin yetersiz, gereksiz, başarısız olduğunuzu empoze ederek psikolojik şiddet de uyguluyor olabilir. Fiziksel şiddet, şiddetin gözle görünür hale geldiği halidir. Şiddet uygulayan kişi erkek, eş olmak zorunda değildir. Pek çok evlilikte kadının duygu sömürüsü yaparak, psikolojik şiddet uyguladığına tanık olmaktayız.'' dedi.
Ayşe Deniz Oral, ''korku varsa, şiddet de vardır'' ifadesini kullanıp, şöyle devam etti:
''Bu sadece darp konusunda bir korku olmayabilir. Mesela ayrılmanız halinde eşinizin intihar edeceğinden korkuyorsanız psikolojik şiddet mağduru olabilirsiniz. Ayrılmanız halinde parasız kalacağınızdan korkuyorsanız ekonomik şiddet mağduru olabilirsiniz. Bir kez şiddet uygulayan genelde bunun devamını getirmektedir.''
Türkiye'de boşanma sebebinin genellikle şiddetten dolayı olduğunun altını çizen Avukat Oral, ''Türkiye'de, aşkın bitmesi boşanma sebebi değildir. Boşanma davası anlaşmalı boşanma olarak görülmeyecekse, tarafların birbirleri aleyhinde kusur yüklemesi ve bunu ispatlaması gerekmektedir. Anlattığım gibi, çoktan birbirinden nefret etmiş kişiler aynı çatı altında yaşamaya zorlandığından, kusur ispatı da çok zor olmamaktadır.'' dedi.
Oral, boşanma davası açılmasının şu nedenlerle olduğunu söyledi:
''Kadınlar eşlerinin sosyal statüsü ve gelir durumuna göre boşanma konusunda adım atıyorlar.
Eşleri işsizse, evi geçindirmiyorsa boşanma konusunda daha kararlı oluyorlar.
Eşleri memur ise kayıtlı ve net maaş geliri olduğundan evliliğin kurtarılmaya değer olup olmadığı veya eşlerini sevip sevmedikleri konusunda daha objektif şekilde düşünüyorlar. Çift terapisinden yararlanmayı teklif ediyorlar. Evlilik gerçekten katlanılmaz hale gelmişse boşanma davası açıyorlar.
Serbest meslek yapıp para akışını kendi üstlerinden sağlamayan, malları kendi üstünde tutmayan erkeklerin eşleri boşanma konusunda çekimser davranıyorlar. Eşleri ayda milyonlarca liralık ticaret yürütse de resmiyette kayıtlı mal ve gelirleri olmadığından, boşanma halinde haklarını almama korkusundan ötürü şiddete uğrasalar da boşanma davası açmama yoluna gidiyorlar.''
Şiddete uğrayan kadının vakit geçirmeden KADES uygulaması üstünden kolluk kuvvetlerini çağırması gerektiğini dile getiren Oral, ''Kolluk kuvvetleri tanıdıksa veya 'karı koca arasında olur böyle şeyler büyütmeyin' diyebilecek yapıdaysa da KADES üstünden yapılan çağrı sonucu belli protokolü uygulamak zorundadır. Eğer olay anında darp raporu almazsanız şiddet uygulayan kişiyle aranızdaki sorunları yargı önüne taşımak istediğinizde hak kaybına uğrayabilirsiniz. Şiddet uygulayan kişi, sizi eve kilitlemişse polis eve çeşitli şekillerde girip, sizi çıkartabilir. Yine şiddet uygulayan kişi sizi eve almıyorsa polis eşliğinde eve girebilirsiniz. Şiddet uygulayan kişinin sizi evden kovmasından korkmayın. Evin size özgülenmesini talep edebilirsiniz.'' bilgisini paylaştı.
Avukat Oral, affedilen olayların boşanma davasına konu edilemediğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Aile büyükleri sizi zoraki barıştırmış olsa da bu barışma nedeniyle, barışma öncesindeki olaylara dayanarak açtığınız boşanma davası reddedilebilir. Darp raporu aldığınız bir vakadan sonra, çocukların hatrı için hep beraber tatile çıkarsanız, bu tatil nedeniyle darp raporunu delil göstererek açacağınız dava reddedilebilir. Kanıtlanabilir şiddet olayından çok uzun süre sonra boşanma davası açarsanız, arada geçen süre affetme olarak değerlendirilebilir.''
Hibya Haber Ajansı